Başta İngilizce dil eğitimi olmak üzere yabancı dil eğitimi ile ilgili bilgilendirme yazıları genellikle yabancı dil öğrencilerine yönelik ipuçlarına ve yeni bir dil öğrenme tavsiyelerine odaklanır. Ancak eğitimin temel kaynağı yabancı dil öğretmenleridir. Öğretmenlerin gelişimlerine yönelik ipuçları kültürler arasındaki boşluğu kapatan yabancı dil öğretmenlerine yararlı olacak, bir dil eğitiminde de öğretmen seçimleri konusunda öğrencilere de yol gösterecektir. Ayrıca başka bir yönden de yeni dil öğrencilerine de fayda sağlayacaktır. Sonuçta, her disiplinli öğrenci kendi başına da bir öğretmendir. Yazımızda değineceğimiz önemli noktalar ile ister profesyonel bir öğretmen veya ister kendi kendini yetiştirmeye çalışan bir öğrenci olun bu ipuçları dil eğitiminizde başarıya giden yolda size yardımcı olacaktır.
Öğrencilere yabancı dil öğretmek için en iyi ipuçları:
İyi bir yabancı dil öğretmeni öğrencileri mümkün olduğunca çok eğitimini verdiği dile maruz bırakır
Bu çok açık bir nokta gibi görünse de, bilhassa İzmir’deki yabancı dil eğitimi veren her kursun bu salt gerçeği uygulamadığını görebiliyoruz. Sınıfların her zaman bu şartlara uymaz. İyi bir yabancı dil eğitiminde ana dili kullanmak sınırlandırılmalı ve öğrencilerle öğretilecek dil için etkileşim olacak hedeflere odaklanılmalıdır. Yabancı dil öğrencileri hedef dili bilmeseler bile basit sınıf komutlarını kolayca öğrenebilirler. İlk günler, sınıf deneyimi boyunca kullanabilecek bazı basit ifadelerin üstünden geçerek yabancı dil eğitimine başlanabilir. “Anlamıyorum” veya “tuvaleti kullanmak için izin alabilir miyim?” gibi iki paha biçilemez kelime öbeği başlangıç kelimeleri olabilir. Bazen anadil gerekebilir, ancak OYDEM’de yabancı dil eğitimi olarak görevimiz hedef dili olabildiğince fazla göstermektir. Bu düşünce yapısı mümkün olan en hızlı şekilde öğrenmek istediğiniz dili kullanmaya başlamanıza olanak tanır.
Etkinliklere Katılım: Yabancı dil eğitimi için oyunlara katılımı teşvik etmek
Yeni bir dil öğrenmek pasif bir deneyim olamaz. Eğitimler sırasında öğrencilerin oyunlarda yer almasını sağlamak ve rollerde görevlendirmek yabancı dil öğretiminde maksimum fayda sağlanmasını sağlar. Dilbilgisi alıştırmaları, öğrencileri kendi ayakları üzerinde düşünmeye teşvik eden katılımcı oyunlara dönüştürülebilir. Rol yapma, öğrencilerin dil becerilerini kullanacakları gerçek dünya senaryolarını yeniden yaratmak için gereklidir. Öğrencilerimiz biraz daha gençse, ödülleri kullanmak katılımı ve katılımı artırmaya yardımcı olmaktadır.
Yabancı dil eğitiminde sınıf dışındaki etkinlikleri teşvik etmek
Yeni bir dili etkili bir şekilde öğrenmek için öğrenciler sınıf dışında dahi olabildiğince öğrenmek istedikleri yabancı dil ile meşgul olmaları gereklidir. Öğrencilerimize gerçek insanlarla etkileşime girmeyi gerektiren alıştırmalar vermek, ders kitabı ödevlerinin ötesinde pratik yapma araçları sunmaktayız. Örneğin, İngilizce öğretiyorsak, öğrencilerimizi internet üzerinden bir şeyler sipariş etmek için yurtdışı siteleri araştırmalarını teşvik ediyoruz. Ana fikir, öğrencilerimize pratik uygulama örnekleri verirken, dilin gerçek dünyada nasıl kullanıldığını da göstermektir.
Yabancı dilin yanında dilin kültürünü de öğretmek
Akıcı bir İngilizce, Almanca konuşmak için sadece didaktik ve motomot bir eğitim programı, öğrencileri başarıya taşımaz. Sadece yabancı dili kurallara bağlı konuşmayı öğretmek yeterli değildir. Öğrenciler dilin arkasındaki anlamı anlamalıdır. Hedef dilin kaynaklandığı kültürün ortaya konması, öğrenciye öğretilen kelimelerin gerçek derinliğini anlamada yardımcı olmak için gereklidir. Ancak kültür sadece geleneksel tarihi değil, modern tarihi de kapsamalıdır. Yabancı dil eğitiminde dilin konuşulduğu ülkedeki haberler, hedef dilin ülkesinde günün önemli meselelerini göstermek için kullanılmalıdır. Hedef dilin ülkesi ile öğrencileri kendi ülkesi arasında bir bağlantı sağladığı için siyasi gündem de paha biçilmez kaynaklardır.
Öğrenme deneyimini geliştirmek için multimedya kullanmak
İngilizce dil eğitimi önde olmak üzere öğrencilerin dili sınıfta öğrendikten sonra yaşadığı en büyük sorun, dilin ülkesi ile etkili iletişim kuramamasıdır. Her birimiz, lisede yıllarca ingilizce dilini öğrenmeye çalışan çok kişinin ortak derdini paylaştık. Sonuçta birçok arkadaşımızın kendi kendine kaldığında bir kahve sipariş etmekten dahi aciz kaldığımızı üzülerek gözlemledik. Bunun nedeni müfredatların öğrenciye gerçek dünya ortamında düşünmeyi ve konuşmayı öğretmemesidir. Sınıfta, kelimeler genellikle telaffuz edilir, cümleler tamamlanır ve konuşmanın temposu genellikle daha yavaştır. İyi bir yabancı dil eğitimi için bu sebeple internet, televizyon, film ve radyo yayınları kullanarak öğrencileri gerçek dünyaya hazırlamak önemlidir. Acemi dil öğrencileri bu tür ortamlarda söylenenleri anlamaya yaklaşmasa dahi en azından dilin nasıl aktığı, hareketlerin nasıl kullanıldığı ve ana dili İngilizce olan kişilerin ne kadar hızlı sohbet ettikleri hakkında bir ipuçları alacaklardır.